XII
gün boyu taşlarda bilenmiş tırpan gibi ansızın parlıyor önümde göğün yalımı
mayıs da bitti
son yağmurların yağdığını biliyor olmalı alıç ağaçlarıyla yaban mahlepleri. damlalar yere düşmeden havada kapacaklarmış gibi hızla açılıp kapanıyor yamaçlardaki tarlalarda henüz başak bağlamamış buğdaylar
yeni çiçeklenmiş yoncaları derin derin solurken taze toprak kokan köstebek yuvasının önünde elim kendiliğinden kalbime gidiyor
dalga dalga savrulan çiriş otlarıyla katırtırnakları kayalıkların arkasından gelen patlamayla daha mı göverdi ne
madımak toplayan kadınların seslerini artık duymadığımı fark ediyorum, bir dal ebegümecini koparıp dişlerimin arasına sıkıştırırken
buradan ilerisini bilmiyorum
dikenli sapları su toplamış kuşburnuların arasından geçen patika beni buraya nasıl getirdiyse götüreceği yeri de biliyor olmalı